2007 yılının
başında bir kitap okudum ki hayatımı çok değiştirdi: Mücevherlerin Gizli
Tarihi. Birden renkli taşlar ilgimi çekti. Çok şanslıydım, Türkiye’de ilk defa
yapılan renkli taşlar kursuna ben de gittim, kuyumcuların arasında! Renkli
taşlar konusunda sertifikam bile var artık.
Bu yetmezdi,
hızlı bir teknikle gümüş takı yapma kursuna da gittim, 2 ay her haftasonu.
Mineraller, kristaller toplamaya başladım. Bir dolu kitap alıp çalışmaya
başladım. Takı takmayan ben (hala da fazla takmıyorum, ne de olsa gıda
işletmelerinde takı takmanın yasak olmasının etkisini taşıyorum) takı
dergileri almaya başladım. Bu konudaki müzeleri
gezmeye başladım. Gemoloji Derneğine bile üye oldum. Hobim farklı şekilde devam
etti o yıl. Takı yapımıyla ilgili başka
bir kursa gittim, imitasyon takı yapımı. 1 yıl sürdü. O kış boyunca o kadar çok takı yaptım ki
inanılmazdı.
2008 yılı
sonuna doğru bir taş kesme makinem oldu, nasıl sevinmiştim. Henüz üzerinde
detaylı çalışmaya başlamadım ama ara ara bir şeyler kesiyorum. Bu konuda çok
çalışmam lazım çokkkkkk.
Geçen yıl ise
özel bir kurs alıp gümüş takı kursuna başladım. 4 -5 ay bu kursa devam ettim ve
takıların kalıplarını yapmaya öğrendim. İlk defa Kapalı Çarşının yukarısında
bir dökümhane gördüm. Böyle atölyeler görmek beni daha da çok heyecanlandırdı
ve yeni tasarımlar yapmaya yönlendirdi.
Daha sonra
klasik kuyumculuk kursuna 3 yıl kadar gittim. Gümüş takı tasarımı ve yapımı
üzerine çok şey öğrendim. Bir sürü takı tasarımım oldu…
Hayatı daha
zevkli kılmak için herkesin bir hobisi olmalı….
Gülhayat